İnekler, koyunlar ve tavuklar… Hepsi evlerimizde veya sokaklarımızda yaşayan kedi ve köpeklerimiz gibi birer bilince sahip ¹, hissedebilir varlıklar.
Halihazırda kurban döneminde bu canlıların ulu orta yaşadıkları, ekranlarda yer aldığında büyük tepki görüyor.
Oysa marketlerde alımımıza sunulan ürünler için yılın her günü çiftliklerde yaşananlar, en iyi ihtimalle bu görüntülerden farksız. Bu en iyi ihtimal, çünkü dört duvar arkasında kimse izlemiyorken yaşananlar, ekrana yansıyanlardan ibaret olmayabiliyor.
Veganizm, hayvanların hangi koşullarda sömürüldüğü ya da bu koşulların iyileştirilmesini istemek değil, hayvanların keyfimiz için kullanılmasına bütünüyle karşı durmak anlamına geliyor.
Okuma önerisi: Neden veganlık?
Diğer hissedebilir canlılara saygı duyan ve artık vegan yaşamı benimseyen kişilerin, böyle görüntüleri tekrar tekrar izleyerek psikolojilerini yormalarının gerekli olmadığını düşünüyorum. Enerjimizi, hayvanlar için daha etkin çalışmalar için kullanabiliriz.
Fakat konuya dair belgesel ve videolar, çoğu zaman yabancı ülkelerden görüntüler içeriyor. Bu nedenle, sanki hayvanlar ülkeden ülkeye farklı hissedebilirliğe sahip oluyormuş gibi, Türkiye’de bu sektörün ‘öyle olmadığını’ öne sürenler olabiliyor.
Olan biteni hatırlatmak adına bizzat Türkiye’den çeşitli videoların bağlantılarını aşağıda bulabilirsiniz. Görüntülerin bazıları hayvansever çekimlerinden, bazıları hayvancılık firmalarının bizzat kendi paylaşımları.
